Türkiye Selçuklu Dönemi eseri.
Türbe, Akşehir’in Reis beldesinin güneyinde Dede Mezarlığı içindedir. XIII. yüzyılın ortalarında yapılan yapı, Türkiye (Anadolu) Selçuklu türbeleri içinde ayrı bir plan grubunu oluşturan önemli eyvan türbelerden biridir.
Boya ile yazıldığından zamanla önemli bir kısmı silinen kitabesinden türbenin banisinin Yavaşgel, Yavaş Beğ, Yavtaş (Durukan-Pekak, 1984, 124) olduğu belirtilmektedir. Emir Yavtaş 1249 tarihinde Sultanhanı civarında II. İzzeddin Keykavus ile IV. Kılıçarslan kuvvetleri arasında gerçekleşen savaşta başarılar göstermiş; daha sonra Mehmet Bey’le yapılan savaşta öldürülmüştür (Önkal, 1996, 317).
Türbe üzerine ilk araştırmayı İ. H. Konyalı yapmış, araştırmasında yapının tarihi ve mimari özelliklerini belirtmiştir. Daha sonra Oktay Aslanapa, M. O. Arık yapı hakkında kısa bilgiler vermiş; M. Sözen eyvan tipli türbeler makalesinde yapı üzerinde ayrıntılı olarak durmuş; bilahare Durukan, Demiralp ve Önkal yapının mimarlık ve sanat değerini detaylı bir biçimde ortaya koymuşlardır.
Kuzey-güney doğrultusunda inşa edilen türbe 7,10×4,60 m boyutlarında olup cenazelik ve ziyaretgâh katından meydana gelmektedir. Türbenin esas cephesi kuzeydedir. Yapının cenazelik katında moloz taş, kısmen devşirme büyük bloklar kullanılmış, üst kattaki eyvan ve kemeri ise tuğladan yapılmıştır.
Cenazelik katına sonradan daraltıldığı anlaşılan 85 cm genişliğinde düz lentolu bir kapıdan girilir. 7,30×4,75 m ölçülerindeki bu mekân beşik tonozla örtülmüştür. Doğu ve batı duvarlarında eksen dışında iki mazgal pencereye sahiptir. Ortada batı duvarına bitişik bir sanduka bulunmaktadır. Cenazeliğin yan yüzeylerinde kalem işi bitkisel ve geometrik süslemeler vardır. Bunlar son restorasyon sırasında yok edilerek yeni süslemeler yapılmıştır.
Üst kata geçişi sağlayan cenazelik kapısının iki yanındaki merdivenler zamanla yıkılarak sadece izleri kalmıştır. Dikdörtgen planlı olan üst ziyaretgâh katında herhangi bir sanduka yoktur. Sivri beşik tonozla örtülen eyvan doğrudan dışarı açılır. Sivri kemeri ve iki silmeli cephe duvarını cephede içe ve dışarı çıkıntı yapan ayaklar taşır. Bu özellik cepheye bir taç kapı havası vermiştir. Türbenin saçak detayları ise bilinememektedir.
Türbenin kitabesi eyvanın doğu, batı ve güney cephelerinin ortasında bir kuşak hâlindedir. Tahrip olduğundan okunamayan kitabe kuşağının üzerinde yine boya ile yapılmış, yatay-dikey tuğlaların yerleştirilmesiyle elde edilmiş taklidî bir duvar örgüsü bulunmaktadır. Metin Sözen, eyvan kemerinin yüzeyinde -Gömeç Hatun Türbesi’nde* olduğu gibi- çinili süsleme olduğunu belirtirse de (Sözen, 1968, 179); günümüzde çini izine rastlanmamaktadır.
Son yıllarda esaslı bir onarıma tabi tutulan türbenin, bu restorasyon sırasında birçok özgün detayı yok edilmiştir. Cenazelik ve üst kattaki nakışlı süsleme ve kitabeler kapatılmış; ayrıca dış cephede taç kapı ve saçaklar yeterli araştırma yapılmadan tamamlanmıştır.
Banisine izafeden türbenin, 1262 yılından hemen sonra yapıldığı söylenebilir. Emir Yavtaş Bey, buralı (Reisli) olabileceği gibi muhtemelen öldürüldüğü savaş da bu civarda vuku bulmuştur.
Emir Yavtaş Türbesi (F. Şimşek)
HAŞİM KARPUZ
BİBLİYOGRAFYA
Önkal, 1996, 314-319; Karpuz, Envanter, 2009, II/1327-29; Durukan-Pekak, 1984, 123-144; Konyalı, 1945, 574; Aslanapa, 1973, 143; Arık, 1967, 88-89; Sözen, 1968, 176-179.